top of page

AZİZ NESİN

Aziz Nesin; şiir, roman, hikâye denildiğinde akla ilk gelen mizah yazarıdır. Ünlü şair ve yazarın adını bir şekilde duyuyoruz, biliyoruz ama hayatı hakkında pek bilgi sahibi olduğumuz söylenemez. İşte hayatı…

Mehmet Nusret Nesin ya da bilinen adıyla Aziz Nesin; mizah, kısa öykü, tiyatro ve şiir dallarında pek çok yapıtı bulunan Türk mizah yazarıdır. 20 Aralık 1915’te İstanbul’da doğdu. İki yıl Darüşşafaka Lisesi’nde öğrenim gördü. Kuleli Askeri Lisesi’ni bitirdi. Kara Harp Okulu ve Askeri Fen Okulu’ndan mezun oldu.

1944'te subaylık görevini yaparken, şiirlerini Yeni Gün dergisinde yayınladı. Bir süre gazetecilik yaptı. Bazı yazılarından dolayı hapis cezasına çarptırıldı. 1954 yılında Akbaba dergisinde yazdı. 1956'da Düşün Yayınevi'ni kurdu. 1962'de Zübük dergisini çıkardı. 1972'de kimsesiz çocukları okutmak amacıyla Nesin Vakfı'nı kurup kitaplarından elde ettiği gelirleri bu vakfa bağışladı.

1979 yılında Türkiye Yazarlar Birliği Sendikası Başkanlığı'na seçildi. 1956-57 yıllarında İtalya'da Altın Palmiye, 1966'da Bulgaristan'da Altın Kirpi, 1977'de Hitar Petar, 1969'da SSCB'de Krokodil, 1975'te Asya-Afrika Yazarlar Birliği'nden Lotus, 1969'da Türkiye'de Karacan Armağanı, 1970'te TDK Tiyatro Ödülü ve başka bir takım ödüller aldı. Aziz Nesin, 1995 yılının bir Temmuz gecesinde Çeşme’de geçirdiği bir kalp kriziyle öldü. Bir de soyadı öyküsü vardır yazarımızın: “1934 yılında soyadı kanunu çıktı. Herkes kendisine soyadını kendisi seçtiği için, insanların bütün gizli aşağılık duyguları ortaya çıktı. Dünyanın en cimrileri ‘Eli açık’, dünyanın en korkakları ‘Yürekli’, dünyanın en tembelleri ‘Çalışkan’ gibi soyadları aldılar. Her türlü yağmada hep sona kaldığım için, güzel soyadı yağmasında da sona kaldım. Bana, ortada böbürlenebileceğim bir soyadı kalmadığından, kendime ‘Nesin’ soyadını aldım. Herkes ‘Nesin’ diye çağırdıkça ne olduğumu düşünüp kendime geleyim istedim.” Tevazu ve bilgeliğin en güzel örneğini veren Aziz Nesin’i doğum yıldönümünde saygıyla anıyoruz…

Aziz Nesin deyince akla hemen gülmece gelir... Bir de aptallık yüzdesi üzerine ünlü cümlesi. Oysa Aziz Nesin'i hakkında kıyametler koparılan bir cümlenin çok ötesinde doruğa tırmandığı gülmece edebiyatının sınırları içerisinde değerlendirmek bile yetersiz kalır. Romanları, öyküleri, oyunları, anı ve günceleri, şiirleri, denemeleri, mektupları, gazete yazılarıyla geniş yaratıcılık yelpazesini gözler önüne seren Aziz Nesin, başlattığı veya parçası olduğu pek çok toplumsal etkinlikle seçkin bir aydın kişilik olarak da öne çıkmıştır. Kurduğu Nesin Vakfı benzersiz özelliklerinin bir simgesi olarak varlığını sürdürmektedir. Aziz Nesin'in anı ve günceleri, başka hiç bir eser vermeseydi onu dünya çapında bir yazar olarak selamlamamıza yetecek düzeydedir. Okuyun, göreceksiniz. Aziz Nesin’in bazı sözleri de çok iyidir. Aforizma denilen tür. Az lafla çok şey anlatan sözler. Aklıma gelen birkaç tanesini söyleyeyim: - İnsan yalnızca söylediklerinden değil, sustuklarından da sorumludur. -İşin zoruna gideceksin. Her zaman zoru dene. Zoru yapamasan bile, zoru yapmaya çalışarak hiç olmazsa kolayını yaparsın. -Rüzgârın şiddeti ne olursa olsun, martı sevdiği denizden asla vazgeçmez. -Al yalnızlığını gel… Korkma, sıkılmayız. Senin yalnızlığın benim yalnızlığımla konuşur, biz ikimiz susarız. Zübük, Aziz Nesin’in 1961 yılında yayınlanan romanıdır. Roman, aynı zamanda 1980 yılında filme de çevrilmiştir ve başrolünde Kemal Sunal oynamıştır. 1992 yılında ise Suriye’de bir televizyon kanalında 20 bölümlük dizi halinde gösterilmiştir. Kitap, oldukça önemli bir kara mizah örneğidir. İkinci adı ‘Kağnı Gölgesindeki İt’ olan Zübük’te bir kasabada çevresinin saflığından yararlanarak belediye başkanlığına, ardından milletvekilliğine yükselen açıkgöz Zübükzade İbrahim Bey’in serüvenleri anlatılıyor ve roman gülmece türünün bence en başarılı örneklerindendir. Yazar, romanına bir atasözüyle başlıyor: “İt, kağnı gölgesinde yürür de kendi gölgem sanırmış.” Romanın kahramanı Zübükzâde İbraam Bey de, çevresinin saflığı sayesinde yükselen, dolandırıcılıkları sayesinde belediye başkanlığına, milletvekilliğine kadar yükselen, kırk yaşlarında bir açıkgözdür. Bu romanın filmi de çok başarılıdır. Ve aslında romanı özel yapan günümüzde de etrafımız “Zübük” lerle doludur. Bu gerçek romanı benim için özel ve güncel yapıyor. Bu ülkede hiç eskimeyecek sanırım.

Aziz Nesin, yazınsal türlerin hemen hemen hepsinde eser vermiştir. Öykü, roman, şiir ve oyunlarının yanı sıra gezi yazıları, çocuk kitapları ve anılarından oluşan derlemeler de kaleme almıştır. Üretkenliği, sağlam temeller üzerinde yükselmiştir. Dünyaya bakışı ve toplumu en ince ayrıntısına kadar tahlil edişi; mevcut sistemlerin karşısındaki tavrını net bir şekilde biçimlendirmiştir. Öyle ki Aziz Nesin, hiçbir dönemde sözünü söylemekten sakınmamış, muhalif tavrına mizahı da katarak doğru bildiği gerçeklerin arkasında durmuştur. Aziz Nesin’i Aziz Nesin yapan temel faktörlerden bir tanesi de budur. Eserlerinde yarattığı karakterler, yazıldığı dönemlerden bağımsız olarak her dönemde yaşayan ve karşımıza çeşitli makamlarda çıkan/çıkacak olan karakterlerdir. Bence Aziz Nesin açık sözlülüğü, yaşadığı toplumu çok iyi tanıması, kıvrak kalemiyle edebiyatımızın “Don Kişot”udur. Doğrucu Davut’udur. Bu yüzden de dokuz köyden kovulmuştur. Hatta yakılmak istenmiştir ki bu da tarihimizin bir kara lekesi olarak kalacaktır. Türkiye edebiyatının önde gelen isimlerinden, yazar Aziz Nesin’in kitapları 70 yıl boyunca 11 milyon adede yakın baskı yaptı. Yazarın kitaplarını yayın hakkını elinde bulunduran Aziz Nesin Vakfı’ndan yapılan açıklamaya göre, ilki 1946 yılında basılan Aziz Nesin’in kitapları, o dönemden bu yana 10 milyon 780 bin adet basıldı ve dağıtıldı. Sadece bu bile onun edebiyatımızdaki önemli yerini göstermeye yeter.

Etiketler:

Tanıtılan Yazılar
Son Paylaşımlar
Arşiv
Etiketlere Göre Ara
Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page